Sosyal Medya

Makale

Başbakan’ın önceliğini anlamak

BaÅŸbakan DavutoÄŸlu, “Kendime üç ana görev belirledim, diye baÅŸlıyor ve “Birincisi” diyerek devam ediyor:  

“Türkiye son yıllarda toplum psikolojisi itibariyle çok yoruldu. Hedefim önümüzdeki dönemde her kesimle konuÅŸarak bu tansiyonu düÅŸüreceÄŸiz. Medeni bir ÅŸekilde ortak kadere inanarak, ülkenin ortak kaderine inanarak tartışmamız lazım.”

BaÅŸbakan “Yeni anayasa çalışmaları” söz konusu olduÄŸunda da “tansiyonu düÅŸürmek”ten ve “tartışılabilir bir ortam hazırlamak”tan söz ediyor.

BaÅŸbakan, seçim sonuçları ortaya çıktığından bu yana taa Konya’dan baÅŸlamak üzere “Sevgi tohumları ekmek”ten bahsediyor.

Parti sözcüsü olarak Ömer Çelik de 1 Kasım’ın hemen akabinde bu çerçevede konuÅŸmuÅŸtu:

“Hiçbir vatandaşımız mahzun olmasın, herhangi ÅŸekilde oy verdiÄŸi partilerden bir tanesi geride kalan vatandaÅŸlarımız mahzun olmasınlar. AK Parti’nin zaferi, onların da zaferidir. Türkiye’de öteki yoktur. Bütün kimlikler bütün toplumsal kesimler, bütün ideolojik kesimler diÄŸer partilere oy veren herkes bu ülkede ev sahibidir, bu ülkede birinci sınıf vatandaÅŸtır. Hiç kimseyle bir rövanÅŸ duygusu içinde deÄŸiliz.”

Nasıl okumalı bu tavrı?

BaÅŸbakan, ya da CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’a yakınlığı bilinen Ömer Çelik salt bir seçim sonrası centilmenlik gösterisinde mi bulunuyor, yoksa gördükleri bir ihtiyacı karşılamanın ilk adımlarını mı atıyorlar?

Bence ikincisi.

Bence Ak Parti, tıpkı 3 Kasım 2002’de kendisine, 28 Åžubat ÅŸartları aşılıp ilk iktidar emaneti sunulduÄŸu zamanki halet-i ruhiye içinde hareket etme zarureti hissediyor.

O zaman da Ak Partinin öncü kadrosu Åžeyh Edebali’nin Osmanlı BeyliÄŸinin başına geçen Osman Gazi’ye yaptığı tavsiyeyi hatırlamıştı. Åžöyle diyordu Åžeyh Edebali:

“Ey OÄŸul!

Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana... Güceniklik bize; gönül almak sana.. Suçlamak bize; katlanmak sana.. Acizlik bize, yanılgı bize; hoÅŸ görmek sana.. Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaÅŸmazlıklar bize; adalet sana.. Kötü göz, ÅŸom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana... Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana.. ÜÅŸengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, ÅŸekillendirmek sana..”

7 Haziran’ın öncesinde “ErdoÄŸan - Ak Parti karşıtlığı” ekseninde blok oluÅŸturulmak istenmiÅŸti, bir ölçüde baÅŸarılı olunmuÅŸtu, 7 Haziran’dan sonra da o blok içinden iktidar çıkarılmak istendi, baÅŸarılamadı.

1 Kasım’da millet iradesi bloku aÅŸtı, Ak Parti’ye yeniden güven bildirdi. Åžimdi Ak Parti, yine BaÅŸbakan’ın balkon konuÅŸmasında ifade ettiÄŸi üzere, oy vermeyenlere ulaÅŸmayı hedefleyen bir siyasi dil üretmeye çalışıyor.

Bu dilin, seçimlerden bu yana hemen tüm Ak Parti kadrolarınca benimsendiÄŸini gözlemlemek mümkün. Belli ki oturuldu, konuÅŸuldu ve bu yönde bir ilke kararına varıldı.

Benzeri bir deÄŸerlendirmeyi 4 Kasım tarihinde “Ak Parti’nin teahhüdü” baÅŸlıklı yazımda yaptım. Ben de bunun bir ihtiyaç olduÄŸunu düÅŸünüyorum. Ak Parti’nin “hizmet felsefesi”nin çok daha geniÅŸ toplum kesimlerinde karşılık bulacağı kanaatindeyim. “4 yıl kemiksiz iktidar” emanetinin de hizmet politikası ile Türkiye’nin 2023 tırmanışında önemli bir katalizör etkisi yapacağı muhakkak.

Bunu neden yeniden gündeme alma gereÄŸi duyduÄŸum sorulursa, en zirvelerde oluÅŸan bu hassasiyetin aynı zamanda bir “medya dili - yüzü” haline gelmesi gereÄŸine iÅŸaret etme zarureti duymamdandır. Yıllarca aynı çizgide yürüyenler arasından bile “dışlanacak insanlar bulma” coÅŸkusunu yadırgadığımı belirtmek istiyorum. Dağıta dağıta deÄŸil, toplaya toplaya gitmekten söz ediyorum. “En hızlı biçicilik rolü”ne soyunmak kimseye hayır getirmez.

Ä°ster iç halkalara, ister geniÅŸ toplum kesimlerine karşı biçiciliÄŸe soyunanlar, bu misyonu birlikte yürütmek üzere yola çıkan CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸantarafından da yük olarak telakki edilecektir, BaÅŸbakan DavutoÄŸlu tarafından da...

Alıntı - Star

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.